08-15-2019, 07:08 PM
Propolis nasıl çözündürülmeli, gerçek propolis nasıl olmalı; alanında uzman kişiler propolis ile ilgili önemli bilgiler paylaştılar.
Propolis, arıların bitkilerin yaprak, sap ve tomurcuklarından topladığı güçlü antioksidan ve antimikrobiyal etkilere sahip doğal bir arı ürünüdür. Arılar tarafından kovandaki mikropları yok etmek ve sterilizasyonu sağlamak için kullanılır. Arılar petek gözlerini önce propolis ile kaplar sonra ana arı petek gözüne yumurtasını bırakır. Bu sayede yumurtanın sağlıklı bir şekilde gelişmesi sağlanır. Ayrıca arılar, propolisle sıvanan petek gözlerine balını, polenini, arı sütünü koyar. Böylece arının ürünleri kovanda bozulmadan saklanır. Propolis; antioksidan ve antibakteriyel etkisinin yanı sıra, antifungal, antiviral, antienflamatuvar ve antitümör etkilere sahiptir. Solunum yolları hastalıklarından mide bağırsak rahatsızlıklarına, ağız içi aft, yara ve uçuktan kansere kadar pek çok farklı hastalıkta olumlu etkileri olduğuna dair bilimsel çalışmalar mevcuttur. Fakat propolisin bu faydaları gösterebilmesi için, kovandan elde edildikten sonra uygun yöntemlerle işlenip insan tüketimine uygun hale getirilmelidir. Bu işlemin nasıl yapılması gerektiğini İstanbul Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü'nden Prof. Dr. Dilek Boyacıoğlu'na sorduk.
Boyacıoğlu, propolisin ham halde insan tüketimine uygun olmadığını belirtirken mutlaka ekstraksiyon işleminden geçmesi gerektiğinin altını çiziyor. "Propolisin %50'sini balmumu, geri kalan büyük bölümünü de reçine oluşturur. Reçinenin içerisinde propolise antioksidan, antibakteriyel, antiviral, antifungal, antienflamatuvar ve antitümör özellik kazandıran faydalı bileşenler bulunur. Bunlar; fenolik ve flavonoid bileşenlerdir. Propolisin içeriğinde yoğun miktarda olan balmumu insan vücudunda sindirilememektedir. Dolayısıyla, insan tüketimine uygun hale getirilmesi için öncelikle propolisten balmumu uzaklaştırılmalı, reçinenin içerisindeki faydalı bileşenler ekstrakte edilmeli yani özütlenmelidir. Böylece ham halde vücudumuzda %2 oranında sindirilen propolisin sindirilme oranı %90-95'lere çıkabilir. Burada önemli olan nokta; bu faydalı fenolik flavonoid bileşenler sadece alkol ve alkol türevlerinde çözünür özelliktedir. Dolayısıyla ekstraksiyon işlemi, tüm dünyada etanol, glikol, gliserol vb. alkol ve alkol türevleri kullanılarak yapılmaktadır. Propolisin, su veya yağda çözünürlüğü çok çok düşüktür ve faydalı bileşenlerin sadece su veya yağ kullanılarak elde edilmesi mümkün değildir. Bu yüzden su veya yağ bazlı olarak satışa sunulan propolis ürünlerinin etkinliğinden ve insan sağlığına yararlarından bahsedemeyiz."
İstanbul Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden Doç. Dr. Esra Çapanoğlu Güven, piyasada su ve yağ bazlı olarak satışa sunulan propolisler ile gerçekleştirdikleri analizlerden bahsetti. "Propolisin antioksidan aktivitesi, kalitesini belirleyen en önemli parametredir. Biz Türkiye'de piyasada satılan 31 propolisli damla ve sıvı formda üründe antioksidan analizlerini gerçekleştirdik. Araştırmanın sonucunda, su ve yağ bazlı propolislerin antioksidan kapasitelerinin çok düşük olmakla birlikte, bu ürünlerin neredeyse hiç propolis içermediğini ortaya koyduk. Ürünlerin çoğu koruyucu katkı maddesi içeriyor; ancak etikette hepsi beyan edilmiyor, ürünler etiket üzerinde beyan edilen miktarda propolis içermiyor ve tüketiciler yanlış bilgilendiriliyor. Sonuç olarak, 31 örnekten 4 örnek hariç ürünlerin etiketlerinde beyan edilen propolis içeriği ile kuru madde içerikleri ve antioksidan kapasiteleri uyuşmuyor. Özellikle su ve yağ bazlı propolislerde beyan edilen içerik ile ürünün gerçekte içerdiği propolis miktarı arasında önemli farklılıklar söz konusu. Ancak, etanol, glikol, gliserol gibi alkol ve türevleriyle özütlenmiş damlalarda propolisi beyan edilen miktarda tespit edebildik. Bu sonuçlardan da hareketle söyleyebilirim ki; gerçek propolisi ne yazık ki analiz yapmadan ayırt etmek mümkün değil. Özütleme yöntemi çok çok önemli, doğru hazırlanmamış bir özütte propolisten bahsedemiyoruz."
Karadeniz Teknik Üniversitesi Fen Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Sevgi Kolaylı da propolisin yapısı gereği suda çözünür özellikte olmadığının altını çizdi ve şunları ekledi: "Propolisin ekstraksiyon yani özütleme işleminin mutlaka uzmanlar tarafından uygun koşullarda yapılması gerekiyor. Özütleme işleminde, propolisin içerisindeki fenolik flavonoid maddelerin maksimum düzeyde korunması önemli. Aksi takdirde propolisin faydasından bahsetmek söz konusu olmuyor. Propolis su ile özütlenebilir özellikte değildir. Fakat propolisin özütleme işleminde farklı çözgenler (propilen glikol, gliserol vb.) kullanılarak suda çözünür özellik kazandırılabilir. Glikol, gliserol sarhoşluk veren alkol sınıfında değildir ve bu yöntemle üretilmiş ürünler helal sertifikalı olarak piyasada satışa sunulabilir."
Diyetisyen Dilara Koçak, propolisin ekstraksiyonunda kullanılan etanol, glikol, gliserol vb. alkol ve türevi maddeler ile ilgili açıklamalarda bulundu. "Bu maddeler, meyvelerde doğal olarak bulunan ve fermente gıdalarda da doğal olarak oluşan alkol ve türevleridir. Boza, kefir, turşu, yoğurt, peynir gibi tüm fermente ürünlerde ve portakal, şeftali vb. tüm meyvelerin bileşiminde doğal olarak alkol ve türevi maddeler bulunur. Vücudumuzda da her gün belli bir miktarda alkol üretilmektedir. Günlük önerilen propolis ile aldığınız alkol miktarı insan vücudunda doğal olarak üretilen alkol miktarının onda birine denk gelmektedir. Dolayısıyla, propolisin özütleme aşamasında kullanılan alkolün insan sağlığına zarar vermesi mümkün değildir. Örneğin bir bardak portakal suyu içtiğinizde 0,6 g alkol alırken, günde 20 damla alkol ile özütlenmiş propolis tükettiğinizde aldığınız alkol miktarı 0,15 g'dır. Yani dörtte birine denk gelmektedir. Propolisin doğru özütlenme yöntemi sadece alkol ve türevi maddeler ile mümkündür. Bu nedenle, mutlaka etanol, glikol, gliserol gibi maddeler ile özütlenmiş propolis tüketilmesini tavsiye ediyorum."
Diyetisyen Gülden Kılınç, etanol, propilen glikol ve gliserol gibi alkol ve türevi maddelerin pek çok gıda, gıda takviyesi ve ilacın da bileşiminde yer aldığını, üretiminde kullanıldığını ve insan sağlığı açısından hiçbir zararının bulunmadığını belirtti. "Zaten birçok gıdada da doğal olarak bulunan bu maddeler, tüm dünyada gıda ve ilaç üretiminde de kullanılmaktadır. Çünkü, antioksidan maddelerin pek çoğu, sadece alkol ve alkol türevi maddelerde çözünebilir özelliktedir. Alkol ve türevi maddelerin gıda ve ilaç üretiminde kullanımı, Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA), Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Amerika Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), Avrupa İlaç ve Eczacılık Otoritesi (EDQM) gibi dünyanın önemli sağlık otoriteleri tarafından değerlendirilmiş ve kullanımına izin verilmiştir. Hepsinin kullanım yöntemleri ve limitleri de belirlenmiştir. Doğru bir şekilde kullanıldığında insan sağlığına zararından bahsedilemez. Tam tersine, antioksidan maddelerin ve ilaçların üretimi için kullanılması zorunludur. Propolis, sadece etanol, propilen glikol ve gliserol gibi alkol ve türevi maddelerde çözünebilir. Bu maddelerden glikol ve gliserol helal sınıfındadır, alkol olarak tanımlanmamaktadır. Tüm dünyanın helal otoriteleri tarafından da helal propolis özütü üretiminde kullanımı kabul edilmektedir. Tüketiciler hiçbir endişe duymadan rahatlıkla bu ürünleri tüketebilirler. Propolisin su veya yağ ile özütlenebileceği iddiası ile satılan ürünler tam tersine hiç propolis içermemektedir. Asıl bu noktada tüketici kandırılmakta ve yanıltılmaktadır. Tüketiciler propolis alırken bu konulara çok dikkat etmelidir" diye açıklıyor.
Propolisin oldukça hassas bir konu olduğunu ileten Kılınç, tüketicilerin ürün alırken mutlaka menşeini ve nasıl üretildiğini sorgulamaları gerektiğini belirtti. "Ülkemize Çin'den ithal edilen çok fazla propolis var. Tüketiciler bu Çin ürünlerinden dolayı olumsuz deneyim yaşamış olabiliyorlar. Ancak uzmanlar tarafından doğru şekilde üretilmiş, kovandan sofraya analizleri üniversite tarafından doğrulanmış, Anadolu propolisi içeren ürünleri tercih ederlerse, düzenli tüketimde propolisin faydasını göreceklerdir" diye ekliyor.
Propolis, arıların bitkilerin yaprak, sap ve tomurcuklarından topladığı güçlü antioksidan ve antimikrobiyal etkilere sahip doğal bir arı ürünüdür. Arılar tarafından kovandaki mikropları yok etmek ve sterilizasyonu sağlamak için kullanılır. Arılar petek gözlerini önce propolis ile kaplar sonra ana arı petek gözüne yumurtasını bırakır. Bu sayede yumurtanın sağlıklı bir şekilde gelişmesi sağlanır. Ayrıca arılar, propolisle sıvanan petek gözlerine balını, polenini, arı sütünü koyar. Böylece arının ürünleri kovanda bozulmadan saklanır. Propolis; antioksidan ve antibakteriyel etkisinin yanı sıra, antifungal, antiviral, antienflamatuvar ve antitümör etkilere sahiptir. Solunum yolları hastalıklarından mide bağırsak rahatsızlıklarına, ağız içi aft, yara ve uçuktan kansere kadar pek çok farklı hastalıkta olumlu etkileri olduğuna dair bilimsel çalışmalar mevcuttur. Fakat propolisin bu faydaları gösterebilmesi için, kovandan elde edildikten sonra uygun yöntemlerle işlenip insan tüketimine uygun hale getirilmelidir. Bu işlemin nasıl yapılması gerektiğini İstanbul Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü'nden Prof. Dr. Dilek Boyacıoğlu'na sorduk.
Boyacıoğlu, propolisin ham halde insan tüketimine uygun olmadığını belirtirken mutlaka ekstraksiyon işleminden geçmesi gerektiğinin altını çiziyor. "Propolisin %50'sini balmumu, geri kalan büyük bölümünü de reçine oluşturur. Reçinenin içerisinde propolise antioksidan, antibakteriyel, antiviral, antifungal, antienflamatuvar ve antitümör özellik kazandıran faydalı bileşenler bulunur. Bunlar; fenolik ve flavonoid bileşenlerdir. Propolisin içeriğinde yoğun miktarda olan balmumu insan vücudunda sindirilememektedir. Dolayısıyla, insan tüketimine uygun hale getirilmesi için öncelikle propolisten balmumu uzaklaştırılmalı, reçinenin içerisindeki faydalı bileşenler ekstrakte edilmeli yani özütlenmelidir. Böylece ham halde vücudumuzda %2 oranında sindirilen propolisin sindirilme oranı %90-95'lere çıkabilir. Burada önemli olan nokta; bu faydalı fenolik flavonoid bileşenler sadece alkol ve alkol türevlerinde çözünür özelliktedir. Dolayısıyla ekstraksiyon işlemi, tüm dünyada etanol, glikol, gliserol vb. alkol ve alkol türevleri kullanılarak yapılmaktadır. Propolisin, su veya yağda çözünürlüğü çok çok düşüktür ve faydalı bileşenlerin sadece su veya yağ kullanılarak elde edilmesi mümkün değildir. Bu yüzden su veya yağ bazlı olarak satışa sunulan propolis ürünlerinin etkinliğinden ve insan sağlığına yararlarından bahsedemeyiz."
İstanbul Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden Doç. Dr. Esra Çapanoğlu Güven, piyasada su ve yağ bazlı olarak satışa sunulan propolisler ile gerçekleştirdikleri analizlerden bahsetti. "Propolisin antioksidan aktivitesi, kalitesini belirleyen en önemli parametredir. Biz Türkiye'de piyasada satılan 31 propolisli damla ve sıvı formda üründe antioksidan analizlerini gerçekleştirdik. Araştırmanın sonucunda, su ve yağ bazlı propolislerin antioksidan kapasitelerinin çok düşük olmakla birlikte, bu ürünlerin neredeyse hiç propolis içermediğini ortaya koyduk. Ürünlerin çoğu koruyucu katkı maddesi içeriyor; ancak etikette hepsi beyan edilmiyor, ürünler etiket üzerinde beyan edilen miktarda propolis içermiyor ve tüketiciler yanlış bilgilendiriliyor. Sonuç olarak, 31 örnekten 4 örnek hariç ürünlerin etiketlerinde beyan edilen propolis içeriği ile kuru madde içerikleri ve antioksidan kapasiteleri uyuşmuyor. Özellikle su ve yağ bazlı propolislerde beyan edilen içerik ile ürünün gerçekte içerdiği propolis miktarı arasında önemli farklılıklar söz konusu. Ancak, etanol, glikol, gliserol gibi alkol ve türevleriyle özütlenmiş damlalarda propolisi beyan edilen miktarda tespit edebildik. Bu sonuçlardan da hareketle söyleyebilirim ki; gerçek propolisi ne yazık ki analiz yapmadan ayırt etmek mümkün değil. Özütleme yöntemi çok çok önemli, doğru hazırlanmamış bir özütte propolisten bahsedemiyoruz."
Karadeniz Teknik Üniversitesi Fen Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Sevgi Kolaylı da propolisin yapısı gereği suda çözünür özellikte olmadığının altını çizdi ve şunları ekledi: "Propolisin ekstraksiyon yani özütleme işleminin mutlaka uzmanlar tarafından uygun koşullarda yapılması gerekiyor. Özütleme işleminde, propolisin içerisindeki fenolik flavonoid maddelerin maksimum düzeyde korunması önemli. Aksi takdirde propolisin faydasından bahsetmek söz konusu olmuyor. Propolis su ile özütlenebilir özellikte değildir. Fakat propolisin özütleme işleminde farklı çözgenler (propilen glikol, gliserol vb.) kullanılarak suda çözünür özellik kazandırılabilir. Glikol, gliserol sarhoşluk veren alkol sınıfında değildir ve bu yöntemle üretilmiş ürünler helal sertifikalı olarak piyasada satışa sunulabilir."
Diyetisyen Dilara Koçak, propolisin ekstraksiyonunda kullanılan etanol, glikol, gliserol vb. alkol ve türevi maddeler ile ilgili açıklamalarda bulundu. "Bu maddeler, meyvelerde doğal olarak bulunan ve fermente gıdalarda da doğal olarak oluşan alkol ve türevleridir. Boza, kefir, turşu, yoğurt, peynir gibi tüm fermente ürünlerde ve portakal, şeftali vb. tüm meyvelerin bileşiminde doğal olarak alkol ve türevi maddeler bulunur. Vücudumuzda da her gün belli bir miktarda alkol üretilmektedir. Günlük önerilen propolis ile aldığınız alkol miktarı insan vücudunda doğal olarak üretilen alkol miktarının onda birine denk gelmektedir. Dolayısıyla, propolisin özütleme aşamasında kullanılan alkolün insan sağlığına zarar vermesi mümkün değildir. Örneğin bir bardak portakal suyu içtiğinizde 0,6 g alkol alırken, günde 20 damla alkol ile özütlenmiş propolis tükettiğinizde aldığınız alkol miktarı 0,15 g'dır. Yani dörtte birine denk gelmektedir. Propolisin doğru özütlenme yöntemi sadece alkol ve türevi maddeler ile mümkündür. Bu nedenle, mutlaka etanol, glikol, gliserol gibi maddeler ile özütlenmiş propolis tüketilmesini tavsiye ediyorum."
Diyetisyen Gülden Kılınç, etanol, propilen glikol ve gliserol gibi alkol ve türevi maddelerin pek çok gıda, gıda takviyesi ve ilacın da bileşiminde yer aldığını, üretiminde kullanıldığını ve insan sağlığı açısından hiçbir zararının bulunmadığını belirtti. "Zaten birçok gıdada da doğal olarak bulunan bu maddeler, tüm dünyada gıda ve ilaç üretiminde de kullanılmaktadır. Çünkü, antioksidan maddelerin pek çoğu, sadece alkol ve alkol türevi maddelerde çözünebilir özelliktedir. Alkol ve türevi maddelerin gıda ve ilaç üretiminde kullanımı, Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA), Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Amerika Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), Avrupa İlaç ve Eczacılık Otoritesi (EDQM) gibi dünyanın önemli sağlık otoriteleri tarafından değerlendirilmiş ve kullanımına izin verilmiştir. Hepsinin kullanım yöntemleri ve limitleri de belirlenmiştir. Doğru bir şekilde kullanıldığında insan sağlığına zararından bahsedilemez. Tam tersine, antioksidan maddelerin ve ilaçların üretimi için kullanılması zorunludur. Propolis, sadece etanol, propilen glikol ve gliserol gibi alkol ve türevi maddelerde çözünebilir. Bu maddelerden glikol ve gliserol helal sınıfındadır, alkol olarak tanımlanmamaktadır. Tüm dünyanın helal otoriteleri tarafından da helal propolis özütü üretiminde kullanımı kabul edilmektedir. Tüketiciler hiçbir endişe duymadan rahatlıkla bu ürünleri tüketebilirler. Propolisin su veya yağ ile özütlenebileceği iddiası ile satılan ürünler tam tersine hiç propolis içermemektedir. Asıl bu noktada tüketici kandırılmakta ve yanıltılmaktadır. Tüketiciler propolis alırken bu konulara çok dikkat etmelidir" diye açıklıyor.
Propolisin oldukça hassas bir konu olduğunu ileten Kılınç, tüketicilerin ürün alırken mutlaka menşeini ve nasıl üretildiğini sorgulamaları gerektiğini belirtti. "Ülkemize Çin'den ithal edilen çok fazla propolis var. Tüketiciler bu Çin ürünlerinden dolayı olumsuz deneyim yaşamış olabiliyorlar. Ancak uzmanlar tarafından doğru şekilde üretilmiş, kovandan sofraya analizleri üniversite tarafından doğrulanmış, Anadolu propolisi içeren ürünleri tercih ederlerse, düzenli tüketimde propolisin faydasını göreceklerdir" diye ekliyor.